89. BÖLÜM

95.2K 2.6K 869
                                    

SINIRI GEÇMEMEKTE KARARLI GİBİSİNİZ. OKUYUP VOTE VERMEYEN OKUYUCULARI GERÇEKTEN ANLAMIYORUM. BİR YILDIZA DOKUNUP İKİ ÜÇ YORUM YAPMAK BU KADAR ZOR OLMASA GEREK. EMEĞE VERDİĞİNİZ KARŞILIK BUYSA, BU DA SİZİN KARAKTERİNİZ SİZİN TAKDİRİNİZDİR. AMA KENDİNİZİ BENİM YERİME KOYUP DÜŞÜNMENİZDE FAYDA VAR. KİTABIN OKUNMA VE VOTE SAYISINA BAKARSANIZ ALDIĞIM KARŞILIĞI GÖRECEKSİNİZ. BU BÖLÜM VOTE VERİP YORUM YAPAN ÇOK DEĞERLİ💋 OKUYUCULARIM İÇİN ATIYORUM.
KEYİFLİ OKUMALAR

--

Yine de biriz, sen ve ben. Birlikte olaylara katlanır, birlikte var oluruz. Ve her zaman birbirimizi oluşturacağız.
-Theilard de Chardin

--

HATIRLATMA‼️

"O yaralı Gece'yi tanımak istiyor musun?"

O yaralı Gece'yi gözlerinden görüyordum. Zavallı çocuk. Neler yaşamış neler. Nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu?

"Seni tanımak istiyorum. Her şeyinle. Yaralarınla, hayal kırıklıklarınla, korkularınla... Ben o küçük Gece'yi artık bilmek istiyorum."

--

Gözlerime bakarken bakışları daha ne kadar yaralı olabilir diye düşündüm. O bakışlardaki yarayı görüyordum. O küçük çocuğu görebiliyordum.

"O kadının evimize o pislik adamı getirdiğini hayal meyal hatırlıyorum. Yanıma gelip başımı okşamıştı. Daha sonra kafama sert bir şekilde vurmuştu. Ama ağlamadım. Kadın bir şey söylemedi. Hiçbir zaman. Adam beni dövüyordu. Kadın susuyordu. Onu susturmak kolaydı. Evcil bir hayvan besler gibi besliyordu onu. Her sabah ve her akşam. Ona verdiği uyuşturucular kadını dünyadan soyutluyordu. Her ay bir haftalığına kiliseye gidip İsa'ya dua ediyordu. O bir hafta benim ne yapacağım umurunda bile değildi. Karnımın tok olduğu bir gün bile hatırlamıyorum. Tabii Karayel ailesi beni yanına alana kadar. Bu durum beni afallatmıştı. Yani onların lüks içindeki yaşamı bana göre çok fazlaydı. Saat başı bana acıkıp acıkmadığımı soruyorlardı. Onlara alışmam çok uzun zaman aldı. İkizlerden nefret ediyordum. Sürekli ağlıyorlardı. Ama Melek anne onlara herzaman gülümsüyordu. Buna hep şaşırıyordum. Bir gün eve misafir gelmişti. Ben kendimi odaya kapatıp aşağı inmek istememiştim ama Melek anne zorla indirmişti beni. Benden küçük iki tane kız ve benden birkaç yaş büyük çocuklar, ikizler ile oynuyordu. Melek anne beni de onların yanına götürdü. Çocuk beni görünce ters ters bakmaya başladı. Ona sinir olmuştum. Melek anne kulağıma yaklaşıp fısıldamıştı. 'Onlar senin kuzenin.' Başımı iki yana salladım. Hepsi çok aptaldı. O aptal iki kız peşimden ayrılmıyordu ve sürekli sorular soruyordu. Hülya ve Derya..." Sustu. Yani eski karısı. O günleri hatırlamak hoşuna gitmiyordu belli ki.

"Duman Karayel onlara değer veriyordu. Ve o da bana onların kuzenim olduğunu bizim kardeş sayıldığımızı söylüyordu. Onlarla konuşmuyordum. Yalçın beni hep konuşmak için zorlardı. 'Yoksa dilsiz misin?' deyip dalga geçtiğinde yumruğumu suratına patlatmıştım ve kız kardeşleri buna kahkaha atarak gülmüştü. Melek anne bana çok kırgın bakışlar atsa da koşarak odaya çıkmıştım."

Başını iki yana salladı. Demek Yalçın'ı küçüklükten beri sevmiyordu.

"Tamam. Daha fazla anlatma istersen. İyi görünmüyorsun."

Elimi tutup dudaklarına götürdü. Tüm parmak boğumlarımı öptükten sonra avucumun içine öpücük bıraktı.

"Normal bir çocukluk geçirmedim. Normal olmam hiç beklenmedi benden. Bana inan, hayatımın en normal yıllarını seninle yaşıyorum."

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now