- Ölü Gelincikler Açıyor Yavaşça Semalarda -

128 11 11
                                    

Ölü gelincik tarlalarından geçtim bugün
Gecenin sessizliğinde kaburga kemiklerimin arasına tüneyen bir baykuşun
Uğultulu, tiz yakarışlarından notalarla ilikledim göğsümü
Dost kaleminden dökülen kelamları alıp yanıma
Başucumda unutulmuşluklarından dert yanan kurumuş çiçeklere sordum
Sevgi dedikleri bu illet
Ne zaman ele geçirdi insanlığı?
Fitilsiz yangınlar ne zaman aldı başını
Savurdu, yıldız ışığından bohçalarını gün boyu taşıyan bulutların arasına?
Gülücük paravanlarında kaybolan kaç kıyamet
Patlak vermeden suskun kaldı
Güneşin batan, acı tatlı sıcaklığında?

Yeryüzü sorulmamış hikayelerle ağzına kadar doluyken
Bir nefese onca çıkmaz sokak nasıl sığar?
Coğrafyası bin dilek, bir yürek insan deryasında
Hayal kırıklıklarından kubbeler yükseliyor göğe
Kemerleri hüzün rengi,
Duvarları dağınık, eksik parçalı...
Sevmeyi unutmuş yürekler uçuşuyor
Bir umut.
Bu sabah belki öğrenebilirim diye.
Ölü gelincikler açıyor yavaşça semalarda.
Üç beş damla hayat,
Kırık bir kalemin ucundan dökülürken sayfalara.

Kara KalemWhere stories live. Discover now