* Kıyıya Vuran Ölmüş Şiirlerimle Vazgeçtim Sonunda *

608 56 42
                                    

Tozlu rafımda sakladığım sevdamı aldım bugün ellerime.
Yıkık dökük harabe şehirlerimin, sokaklarında gezdirdim,
Aşk denilen, özlem yarasını...
Kabuslarla süslü evimin, çatısında açtım; uçmaya mecalsiz, kırık kanatlarımı...
Yüzümü yakan yokluk rüzgarlarında, acıyan ellerime inat yazdım seni!
Ezbere okuduğum sayfaların, yanık kıyılarına...
Geçen zamanda,
Hatırlanmaya değmeyen suratımda can verdi duygular;
Hafif kırışık yanaklarımdan düşerken, avunmak ne bilmeyen omuzlarıma.
Ellerimde sevdam, yüreğimde sen gezindim ben yine!
Her uçuşunda ölüme tadan bütün gecelerin göğünde,
Körpe bahçemin solmuş papatyalarında,
Dönmek ne bilmeyen adımlarının kırık kaldırım taşlarında...

Dikiş tutmayan, zaman sargılı, iyileşmeyen umutlarımı aldım yoldaş diye yanıma.
Koydum başucu şiirlerimin ortasına.
Fark ettim ki sevgili!
Ben,
Eskidim, yenildim...

Bugün tozlu rafımda sakladığım sevdamı aldım ellerime!
Sokak sokak, satır satır, sen sen dolaştırdım koynumda.
Sol yanımın çıkmazlarını gösterdim,
Harabelerimi sevsin, kırık kanatlarımı öpsün diye!
Olmadı sevgili!
Olmadığın şehirler, olmadığın şiirler yaşanmaz geldi sevdama.
Zifir siyah gökyüzümde ölüp, sabahın emanet nefeslerinde doğdum ben,
Sırılsıklam bekleyişlerimin, dönüşün olmayan aylarında.

Ama bugün!
Geçmeyen acılarımı, dönmeyen seni, çarpmayan kalbimi alıp yanıma,
Ellerimde can veren, tozlu rafındaki sevdamı gömdüm,
Solmuş çiçeklerimin yanındaki yeşermeyen umutlarımın koynuna.

Ben sevgili,
Eskidim, yenildim ve bugün,
Can verirken senin okyanusunda, kıyıya vuran ölmüş şiirlerimle,
Vazgeçtim sonunda...

Kara KalemTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon