Bir dilek tut!
Umudun, gökyüzü kanatlı bir güve olsun.
Çavdar tarlasında, hafif tebessümlü bir yel
Okşarken tenini,
Bir ritmin uzun soluklu durağında
Sen, utancını soyunup
Yıldızları sok gözbebeğinin yatağınaAh be sevgili!
Bu kadar kör ve sağır sevebilir mi biri?
Beklemek...
Hep kaybetmek demek mi birini?Aralık'ın yalancı güneşinin altında
Ellerim yalnız saklanırdı, paltomun gece karanlığında
Genzim desen,
Hep dolu, dolu...
Göğsümü aşındıran yol yol yaşlara inat
Senin batık gemili, iyot kokunlaŞimdilerde,
Arsız bir soğuk, dolanırken teninin yüksek yakalı sıcağına
Bir buseye muhtaç boynunun kuytularında
Nasıl da vururdu oysaki
Nefesime sığmayan sözlerim
Şah damarın cenk ederken hayatın bağrındaBir dilek tut!
Umudun, kırık kanatlarıyla gömülse de
Sönen mum alevlerinin dumanına
Sessiz doğmuş, sessiz ölmüş iki dize bırak
Bir çift karanfilin, sahipsiz yaprağınaAh be sevgili!
Nasıl bu kadar kör ve sağır sevebilir biri?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kalem
Poetryİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...