Kabuk tutmuş yaraların, sızlar ya şimdi;
İzi kalan sevdaların kesik bilekleri,
Birde kalbindeki parmak izleri...
Korkma kadın!
Sevmeyi öğrendin sadece.
Aynı kaybetmeyi de öğrettikleri gibi.Bir elveda bırak şimdi hayata;
Çocukluğunun şeker kaplı yanaklarına.
Tutarsız kahkahalarına ve fütursuz düşlerine.
Elveda de şimdi boşalan kadehler eşliğinde;
Yitip giden zamana.
Bir de delik deşik umutlara.Boyundan büyük aşklara kalkışma bir daha!
Saçlarını kestirme.
Ellerini üşütme asla.
Kapat şimdi kadın!
Kapat, o begonyalarla süslü pencerenin, hayata bakan pembe panjurunu.
Bakma bir daha gökyüzüne; hele ki gökyüzüm deme kimseye.Şimdi bir elveda bırak gecenin tamda dibine.
Ne sarılmayı özle ne de yolunu gözle.
Yokluğunun kokusu, korkusu sinmesin içine.
Kısık sesin, soğuk ellerin bir de yalnızlığın.
Yetinmeyi öğren kadın kendine.
Kayıp bir çocuk ol bu defa.
Dizlerindeki yaralar kadar olsun acıların.
Ve öpülünce geçsin can kırıkların.Şimdi kadın!
Şimdi, bir elveda bırak aşkın tamda göbeğine.
Pimi çekilen bir bomba niyetine.
Elveda.
ВЫ ЧИТАЕТЕ
Kara Kalem
Поэзияİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...