Denize münhasır bir gece de
Anlat dediler!
Ay şahidim olsun
Ne sordularsa "sen" koydum başına
Biri çıkıp "Gözleri ne renkti?" dedi.
Güldüm.
''Kırgınlık rengi'' dedim.
Anlamadılar, anlattım...İçlerinde; geçmişinin demir korkuluklu balkonunda
Bir çocuk vardı
Renkli perdelerden bozma
Kırlent çadırında oyunlar oynayan
Bakışlarında hep sevmeye gebe bir ateş yanan
O vakit,
Katmerli bir özlem uğramamıştı daha
Kirpikleri kepenk vurmamıştı insanlara...
''Nereden biliyorsun'' dedi soran alayla.
''Gördüm'' dedim.
Pejmürde bir adam gördüm
Çocukça sevilmeye aç
Adamca sevdaya korkan...
Kaç kadın sevişti gözlerinin yatağında
Bilmem.
Sormadım hiç.
Lakin,
Bir gidenin izi kalmış, kaşlarının tam da arasında
Hüzünlü bir kesik dağlamış tenini...
Hayat, zaman falakasında acıyla dövmüş
Yüzündeki kaz ayaklarını
Öfkeli bir kuraklık mesken tutmuş
Göz pınarlarınıBen bakınca,
İçlerinden pejmürde bir adam bakardı bana
Korkak bir çocuk el sallardıOndan vesselam
Gözlerinin renginden kırgınlık akardı...
YOU ARE READING
Kara Kalem
Poetryİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...