* İki Kişilik Beş Adımlık Balkonum *

584 57 41
                                    

Akşam vakti iki kişilik, beş adımlık balkonumda otururum hala ben,
Belki manzaram olursun diye.
Her sabah solmasın diye suladığım begonyalarla kokun dolar ciğerlerime.
Sırf, onları sen verdin diye.
Güneşin batışına selam eder,
Karanlığı yoldaş bellerim kendime.
Eflatun saksının yanındaki kırık sandalyeye koyarım,
Seni yazdığım sayfaların her birini.
Ara da bir iki kıymık batar mürekkebime,
Ellerim şiir kanar dizelerin içinde.
Affet be sevgili!
Kırık, döküklüğünden, eski kafalı sevmelerinden hep.
Bir türlü unutmak ne öğrenemediğinden,
Bu yaraların her biri...

Renksiz ve sensiz nefeslerin her birinde,
Koşa koşa koynuma saklanır, yanaklarımdan hızla kaçan yaşlarım.
Akreple yelkovan cenk ederken, konuverir omuzlarıma annemin ninnileri.
Isıtıp sarar, buz tutmuş yüreğimi.
Titrek sokak lambasının ışığında,
Can bulur sonra, kaldırım taşlarını öpen adımlarının anısı.
Sen,
Çarşaf çarşaf gökyüzü olurken bana.
Karşı balkondan gelen, yanık sesli bekçi eşlik eder yalnızlığıma.
Onunda bir gideni, gelmeyeni var belli ki.
Akıtır özlemini dilinden, tenha gecelerin koynuna.
Kulaklarım sevişirken içi yanık şiirlerle,
Efkar basar ayağını, acımadan gırtlağıma.
Nefessiz kalırım yine ben!
Gecenin üç buçuğunda, ucu hiç sönmeyen sigaramın dumanıyla.
Kırmızı şarap izli kadehlerimin her biri dizilirken beyaz masama,
Biraz daha sarhoş olur eşlikçi kelimelerim.
Yazarım bende,
Seni...

Gidişin sevgili,
İki kişilik, beş adımlık balkonumda sessizlikle sarar beni.
Üşüyen parmak uçlarımı kıvırıp çekerim, ağlayıp sarılmak için göğüs boşluğuma.
Üşümek bahanesi be sevgili!
Boşluğundan, yokluğundan...
Hep gözyaşı birikti koynumda.

Dönsen de,
Kurusa!
Dehlizlerle dolup taşan göğsümde yüzen yüreğim.
Dönsen de,
Tek kişilik, üç adımlık kalsa balkonum.
Dönsen de,
Şiir değil, sen koksa ellerim.

Dönsen be sevgili!
Dönsen de,
Ben, geceleri sevmesem artık eskisi gibi.

Kara KalemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin