* Kırık Kalp Gramofonum *

1.3K 105 43
                                    

Bugün gözyaşı karıştı mürekkebime.
İki kadeh özlem içtik karşılıklı resminle.
Sen koktum bugünde.
Mazur gör sevgili, kokun hala bende.
Bahar temizliği yaparken, kuytu köşelerden havalandı sevdanla birlikte.
Kokun dolarken iliklerime, kayıp parmak uçların dokundu kalbime.
Dokunmasına dokundu da;
Bir iki tekledi önce, geldin sandı oda.
Sonra yine sensizleşti.
Derin derin çektiğim iki nefesimin arasında;
Ciğerlerim sevişti boşlukla, gözlerimse yokluğunla.
Tenimin sol yani üşüdü yine.
Açık kalan penceremden, kimsesizliğinin poyrazları eser oldu.
Her hal ondan.

Sonra onca renge inat aynı renksizlikte aktı gözyaşım boşluğa.
Dağıldı önce kağıtta sonra girdi mürekkebimin kara koynuna.
Ben dedim "sevmek"
Mürekkep dedi "özlemek"
Dedim ya gözyaşı karıştı sevdaya.
Adını "ayrılık" koydum bende.
Birde elvedalarla süsledim gidişine bakan yanını.
''Bir olmak'' neydi öğrenemedin bugünde sevgili.
Sen hep cahil öğrenci.
Bense "seviyor", "sevmiyor" demekten yorulan boynu bükük papatya.
Solgun, yorgun, bayağı da kırgın.
Ne sevilmiş, ne de sevmesine izin verilmiş.
Adını "ayrılık" koydum ya.
Her yaprağında kavuşmayı beklemiş.
Sonunda beklemekten solup gitmiş.
Cahilliğinden öğrenememiş gidenler dönmeyi.
Ne de sevmeyi.

Ama bugün gözyaşı karıştı mürekkebime.
Ölü papatyalarla süslü dizelerim.
İki yudum konyak, birde takılı bir plak '' seni sevmek''
Dönüp duruyorsun kalbimin daracık odalarında.
Ne sonu, ne başı.
Ne kaçışı ne de kayboluşu.
Takılıp kalan bir plağın tek hecesi ''sevda''
Döner durur, kırık kalp gramofonumda...

Kara KalemWhere stories live. Discover now