- Göm Beni Hayat Koynuna -

663 51 66
                                    

Bozuk bir saatin gugukları arasında yuvarlanıyor beynim.
Göz kapaklarım mekanik birer iniltiyle bir kez daha aralanıyor.
Kulaklarım her zamankinden keskin!
Saç diplerimden parmak uçlarıma uyuşmuş bedenim.
Bayat hava ile ciğerlerim raks ederken,
Kurumuş dudaklarımdan dökülüyor kelimeler.
Yaralı parmak uçlarım, görmeyen gözlerimle birlik olup alıyor eline kara kalemini.
Kesik bir ölü hava salıyor bedenim,
Ve başlıyor konuşmaya mürekkebim.

Yorgunum...
Tek heceye ne de çok şey sığıyor.
Mecalsizim hayat sana.
Sana ve insanlara.
Göz kapaklarım isteksiz hayata.
Titreyen parmaklarım korkak, çocuk yüreğim kırılmış.
Çatlamış hafızamdan dökülmüş anılar.
Kabuğu kalkmış yaraların altında saklı duygular.
Bugün de jilet gibi keskin bütün acılar.
En tazesinden özlem, en eskisinden sevda var başucumda.
Sulamamaktan kurumuş papatyalar,
Birde kırık dökük bir çerçeve...

Yorgunum...
Kaç kere kalktım, kaç kere düştüm bilinmez.
Kaç kelebek ömrü tükettim?
Umutlarımın koynunda.
Kaç bıçak sırtı rüya gördüm?
Doğmayan güneşin sıcaklığında.
Kaç kere, ustura ağzında dans ettim ben!
Cahil adımlarımla...
Kaç gece yaktım?
Üşüyen avuçlarımda.
Kaç gündüz sattım?
Gelmeyenlerin uğruna.

Yorgunum...
Sadece yorgun.
Tenimde dolaşan güneş ışığını özledim.
Denizin tuzlu kokusunu,
Pencereme her sabah konan, minik serçenin melodisini,
Küçük ellerimi, parlak kırmızı pabuçlarımı...
Minik bedenimin sığdığı kucakların sıcaklığını,
Biri gitti, dördü kaldı parmak hesaplarımı,
Annemin gülüşünü,
Babamın saçlarımı öpüşünü...

Yorgunum...
En çokta özlemekten yoruldum.
Mecalsiz gözlerime ağır gelen, dünyanın bitmek bilmeyen sahnelerinin,
Ağır sancılı uyanışları,
Derbeder gece yarıları,
Arasına sıkışmış, iz bırakmayan adımlarım.
İki ileri bir geri giderken hayat,
Yaşamak adını koymuşlar bu masala.

Yorgunum...
Tek geceye ne de çok şey sığıyor.
''Yor'' beni bugünde hayat.
Sonra, ''Göm'' beni!
Masalları sevmeyen yüreğimle birlikte koynuna.

Kara KalemWhere stories live. Discover now