Adım başı sana rastlasam misal.
Eskittiğim sokaklar kadar tanıdık olsak, biz olsak.
Kırık sokak lambasının titrek ışığı gibi ürkek ben.
O her sabah takıldığım, çıkık kaldırım taşı gibi inatçı sen.
Ürke ürke ışığım değse ya tenine.
Sonra ısrarla öpmem için seni, takılıp dursa ayağım yine.
Yine ve yeniden rastlasak ya birbirimize.Karşılaşsak da;
Yağmurlarda titreyerek sevsem seni,
Gözyaşlarında boğulur gibi.
Gündüzleri ışığımı görmezsin ya hani.
Olsun, güneşi bile kıskanmam ki geceyi sevdiğim gibi.
Bir bilsen; nasılda sevdim seni.
Ürke ürke, titreye titreye hani.
Bugünde okşadı titrek ışığım tenini.Adım başı sana rastlasam misal.
Özlesem, özlesen...
Sokağın dibi kadar, ışığımın göğü kadar sevsen.
Bir gün ısınsa küçük ellerim,
Bir gün ellerin ellerimde olsa misal.Sen, özlenen!
Yolunu şaşırsan da;
Aynı izbe sokağın, ürkek ışığında yeniden karşılaşsak ya.
YOU ARE READING
Kara Kalem
Poetryİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...