* Çiçekler Özler Seni Yokluğunda*

529 46 56
                                    

Sen, nasıl gidiyorsun şimdi?
Beni bırak, beni düşünme!
Pencere önündeki çiçeklere kim bakacak şimdi?
Kim su verip okşayacak yapraklarını?
Kim konuşacak onlarla?
Bilirsin, ben sevmem çiçekleri...
Şimdi,
Kim bakacak onlara, gözleri parlaya parlaya?
Kim seher vakti şarkılar söyleyip,
Gecenin karanlığında uyutacak onları ninnilerin koynunda?

Sen, nasıl gidiyorsun şimdi?
Ben bilemem ki bakmayı, kalan boynu bükük çiçeklere.
Yanında götür onları!
Ya da, gitme renksiz penceremin önünden.
Ben bilemem senin gibi güzel sözleri,
Hem, unuturum ki sulama vakitlerini.
Hangisi ne zaman çiçek açar?
Ne zaman yaprak döker?
Ben bilemem.
Sen bilirsin kadın!
Sen beni bırak, beni düşünme!
Ama,
Renkli saksılarına ektiğin umutlarını,
Tek tek isim verdiğin çiçeklerini terk edip nereye gidiyorsun şimdi?
Gitme kadın!
Gitme!
Sen, boynu bükük, kurumuş çiçeklerle bırakma;
En güzel çiçeği sen olan pencerenin, ısırgan otu adamını.
Bırakma!
Ne renk, ne isim bilen pencerenin, soğuk demir parmaklıkları olan adamını.
Bırakma!
Geceleri gözlerini yıldız belleyen pencerenin, kırık çerçeveli boyası dökülmüş adamını.

Sen nereye gidiyorsun kadın?
Beni bırak, beni düşünme!
Ama, gitme!
Gidersen,
Boynu bükük kalır, renkli çiçeklerinin solmaya mahkum yaprakları.
Sensiz kalır, en güzel manzarası sen olan bu pencerenin sahibi.
Kaybolur kimsesizliğinin karanlığında.
Sonra,
Kim sular, kim şarkılar söyler, kim okşar tek tek yapraklarını?
Gitme kadın!
Ben değil de, çiçekler özler seni yokluğunda.

Kara KalemWhere stories live. Discover now