- İzbe İstasyonun Son Vagonu -

542 52 30
                                    

İzbe bir istasyonda oturmuş,
Gelmeyecek son vagonu bekliyorum, gece daha güneşe sarılamamışken...
Siyah pabuçlarımda kahverengi çamur lekeleri,
Dantelli eldivenlerimde saklanan hissiz ellerimle birlikte.
Bozuk saatimin yelkovanı hep aynı dakika da takılıp, dağıtıyor saniyeleri dört bir yana.
Anne vaazlarından dem alıp topluyorum dağılmış odalarımı,
Saniyelerden zincirler yapıp ekliyorum tamamlanmamış saatlerime.
Yine de, bir gün etmiyorlar sigaramın sönmeye yüz tutmuş dumanında.
Esen rüzgar üşütmesin diye, siper alıyorum kendime gazetemin daha okunmamış satırlarını.
Büyük harfleri es geçip, alt metinlere damlıyor her defasında gözyaşlarım.
Ve ben, fötr şapkamın ucuyla gizliyorum hala akıp giden anılarımı.
Gelip gelip gidenler görmesin diye.

Hava bulutlu, eşlik etme niyetinde gözlerime.
Birkaç akşamsefası süslemiş, paslanmış demir rayları.
Koca istasyonda, bugünde insanlara çarpmadan yol alıyorum ben.
Sararmış, cilası bozulmuş bir bankın ucunda,
Gelmeyecek insanların yolunu gözleyip, olmayacak kavuşmaları hayal ediyorum hala.

Aslında o izbe istasyonun, hiç gelmeyen vagonunda yaşıyorum ben.
Duymadan, görmeden, bilmeden...
Sessizce, yağmur eşliğinde döküyorum acımı,
Kimsesizce üşüyorum bulutlu günlerde.
Sadece, bekliyorum işte.
İki makas arasında kalan hayatın, bu istasyondan ayrılık yönünü bulmasını bekliyorum hala ben.
Sonu gelmeyen şiirlerin her birinde...

Kara KalemWhere stories live. Discover now