Bir kadeh şiir doldur bana
Bu aralar damağımda hep bir acılık
Kulaklarım sevemedi hiç
Nasihatlerin tadını
Yüzüm desen,
Mantar panomdan çaldığım
Raptiyeli bir gülüş...
İki yana katlanmayalı çok oldu, yanaklarımı kesen çizgiler
Sevdiğim o Yeşilçam filmlerinden olsa gerek
Siyah beyaz fotoğraflarda özendiğim
Renkler var saçlarımda
Zamanın avuçlarında, çaput niyetine bağladım
Düşen kirpiklerimin hepsinde
İki parmağımın arasında adını.
Şimdiler de ölesiye halsiz ki ellerim
Tutamadı, gidişinin yasını
Affet sevgili,
Leylak kokusu kaldı bana
Ölmüş çiçeklerine tabut yaptığım romanların koynunda
Yatağımı paylaşan ay ışığında
Solgun kaldım
Güneşin öptüğü gözkapaklarımdaki senli günlere
Beni delip seni teğet geçen şarkılardan biri daha dudaklarımda
Sus konuşma!
Anlamsız cümlelerin fazla gelir
Daha yeni gonca olup açmaya hevesli
Tomurcuk bahara...
Zehirler, bitti deyişin rüzgarın başını okşadığı tepelerdeki yeşili
Oysa ki,
Seher vakti elektrik tellerine konan kuşlar kadar güzeldin
Sen benim gözümdeBir kadeh şiir doldur bana
Bu aralar damağımda hep bir acılık
Sevemedi dilim işte,
Damağımda kanayan yalnızlığın tadını...
YOU ARE READING
Kara Kalem
Poetryİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...