Resmine bakıp nasıl dolar ki sana hasret ciğerlerim kokunla?
Parmak uçlarım bugün de sevişir yokluğunla.
Nasıl kahverengi olur gökyüzü deme bana!
Mavi ne ki senin gözlerinin yanında.
Ver elime kalemi; ne gök, ne de yer kalır sevgili!
Katlederim, tek bir bakışına denizin mavisini, göğün grisini.Nasıl bir nefese hasret yaşar insan diye sorma!
Gözyaşlarım yosun tutmuşken içimde, damlayıp durur hüzün günden güne.
Özlem sızdırır küf kokulu parmaklıklarım, dolup boşalan kadehlere eşlik ederken umutlarım.
Yine her yer mürekkep lekesi!
Kesik bileklerimden oluk oluk akan şiir değil mi?
Söyle bana;
Kaç kelime anlatır seni?
Ya da kaç hece bir yapar bizi?
Yine gevşedi hasretinin ipleri!
Telaş etme sevgili, sıkmak gerek biraz;
Yaraları biraz daha sızlatmak, sökülmüş dikişlerine bir yenisini daha katmak.Uykusuz gecelerim selam etti yine sana.
Resminle uzun sohbetler etti dudaklarım.
''Bir resim; maviyi katletmelik, umudu hatmetmelik'' dedi şairin biri.
''Bir resim seni baştan sevmelik'' dedi diğeri.
Peki, sen be sevgili?
Kalemimden oluk oluk şiir akıtan bir resmin değil mi?
YOU ARE READING
Kara Kalem
Poetryİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...