Sensiz çok fenayım ben kadın...
Yokluğun üşütürken gecelerimi,
Kirpiklerin takılır aklımın kuytularına.
Kav beller de...
Yakar emanet nefeslerimi, kör geceye kurban edilmiş hayalin.
Arapsaçı misali dolanır, saçların rüyalarıma.
Meramı olmayan yaralarım,
Acıyı acıyla sarar
Aklı salim olmayan bu sarhoşun avuçlarında.Her gün aynı terane buralarda!
Volta atar kokun, iki ucu kavuşmayan yakamın sökük kıyısında.
Öğlen vakti, kitaplıkla kanepe arasındaki avlumda
Sarılır yokluğuna.
Gülüşlerin çat kapı gelsin diye
Bekler hala...
Olur, olmadık zamanlarda
Gidişine bakan yanım.Sensizlik soğuk, sensizlik kurak buralarda!
Üşürken nasıl yakar ellerimi resimlerin?
Aynalarda gördüğüm sıfatların her birinde, sen yokken hala.
Deli divana sözlerim...
Demlenir yüreğimde şiirlerin, süzülüp sana akar can çekişlerim.Öğrenemedim kadın yokluğunda,
Nasıl sevilmez tenin?
Her kapı çalışında nasıl koşmadan durur, içimdeki çocuk?
Utanınca, gün doğumunun izleri nasıl yakışmaz sana?
Belki de öğrenmeliyim kadın!
Belki de sevmemeliyim.
Sancılı hikayemin, derbeder sevdalısı beni.Sen yokken bak bana!
Zamanı değildi gitmenin...Nedenlerden yaptığım urganımın ucunda, sever misin beni?
Bilirim sonum hüzün...
Bilirim sonum ölüm...Ah be kadın!
Zamanı değildi gitmenin,
Akşamsefası bakışlarının ortasında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kalem
Poetryİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...