Dehşete düşsem hani sevginle!
Öyle dehşete düşsem ki sevginle;
Seni severken elim ayağıma değil de, ellerine dolaşsa mesela.
O karışıklıkta bile ellerim ellerini bulmak için çırpınsa.
Parmak uçlarım, parmak izlerini öpse yavaştan;
Okşasa hayatımın çizgilerini en ağırından.
Sonra da minik ellerim koca ellerinde kaybolsa.
Aynı koca yüreğin gibi sarıp sarmalasa ellerin de ellerimi.Öyle dehşete düşsem ki sevginle;
Dünyam ters yüz olsa!
Ama tersi de yüzü de senle olsa.
Yüzümü de sevsen, gönlümü de.
Tersime denk gelince bir iki buse kondursan dudaklarıma da,
O da gönlüm gibi olsa.
Nefesin için deli gibi çırpınsa;
Aşkınla içim dışım dolsa,
Hatta taşsa!Öyle dehşete düşsem ki sevginle;
Kıyamet kopsa!
İçimdeki fırtınalı okyanuslarda tufanlar kopsa.
Fenerler yansa, gemiler batsa.
Kıyametim olsan.
Ömrümün sonu da, başı da sen olsan.
Şerit şerit, satır satır kalbine yol olsam.
Kıyamet bile güzel olsa,
Ölüm bile huzur koksa.Sonra öyle dehşete düşsen ki sen adamım;
Minik ellerimi sarıp saklasan yüreğinde de,
Koca kalbin serçe gibi kafesinde dolanıp çırpınsa.
Kırmaktan korka korka sevse parmakların;
Hem tersimi, hem yüzümü.
Öpse parmak uçların gönlümü.
Kıyamet bile senle güzel olsa.
Ölüm bile aşk koksa.
YOU ARE READING
Kara Kalem
Poetryİçimdeki paslı parmaklıklardan firar etti bugün kelimeler. Kirli havayla bayram etti körpe ciğerleri, mavi göğe yenik düştü düşleri. Bereli parmaklarıyla, kırık kalemleri vardı bir tek. Yazdıkları asla silinmedi. Sonra kara kalemini çıkarttı içimdek...