- Ne Çok Mavi -

44 4 1
                                    

Göğsüme kızgın maviler vurdu

Dalga kıran mehtabın yokluğunda

Minnetsiz bir sıcaklık arada sokulurken çatlaklarıma

Yel değirmenlerinde döndü zaman yorulmadan

Alacak verecek hesabı yapılan takvim yaprakları

Keşke çocukluk oyunlarında gibi olsaydı

Neşe, kıskançlık ve hırs bürüseydi kollarımı açtığımda

Dört yandan dokunduğum duvarlarımı

O zaman faili meçhul parmak izlerinden hükümlü kalmazdı

Kesip şerit şerit yol yaptığım saç tutamlarım.


Seher vakti iyot ve dumanın kucağında

Bir yaradan tiftik tiftik kaçarken gelecek

Göz kırptı,

Mazgallardan taşıp ayaklar altına alınan kirli mavinin kıvrak bedenine

Oysaki

Telveden resimlerde arandığını bilseydi

Geri döner miydi?

Yoksa sökük sözlerin iğne ipliğe korkusundan mıydı bu gidişi?

Cevabını bulamadım bugün de.


Bulutların canını sıkan mavi, tenimi okşayandan üç ton açık kalırken

Fokurdayan kalabalık kusmasın beni diye

Eğdim başımı yeşillere ve kahvelere

Oysa hala keşfedecek ne çok mavi vardı;

Tenimde, nefesimde ve gömdüklerimde.

Kara KalemWhere stories live. Discover now